Madem yeni bir yerde yeni bir şeylere başladık,
O zaman biraz sohbet edip, baş şişireceğim bugün.
.
Bir yerlerde bir söz okumuştum beni anlatan.
“Yazar değilim , ama yazamaz da değilim .” diyordu.
Adım bir Necip Fazıl, bir Nazım Hikmet olmayabilir.
Bir popülariteye de sahip olmuşluğum yoktur hani.
Ama kendi dünyamın baş kahramanı, baş şiiri,
baş şairi ve baş kelamcısı olan “Tanınmamış Bir Kişiyim.!”
Çiçek sever, böcek sever, ağaç sever, odun sever, hayvan sever, insan sever, ama
‘İnsan olabileni’ bamb’AŞK’a sevebilen’ bir varlığım.!
.
Duygularının d/İlinde gizlidir insan dediğin.!
Aslına bakarsanız, işin aslı; bazen, bazı duyguların yalnızca bende, en içerimde kalmasını istiyor, duygularım kelimelerle dile gelmesin, cümleler benim giz’im olsun, onları kimseler bilmesin istiyorum.!
.
Daha sonra da;
“Başkalarının duygularına sözcük olmak, cümle olmak, mânâ olmak benim kelimelerime nasip olmuşsa, koy ver gitsin.!” diyorum.
İyi biliyorum ki, dile gelmemişliklerin dili olmak , kelimelerin sır oluşundan iyidir.
Zira, giz olacağına g/İz ol’malı insan diyorum.!
.
Her ne yazıyorsam önce bana işlemeli; sonra okuyanın, duyanın gönlüne işlemeli.
Çepeçevre sarıp sarmalı, beni, seni, bizi köklü bir sarmaşık gibi.!
İşte tam da bu sebeple, hep yazıyor ama her zaman yazamıyorum.
Her saTırım bir emanettir saDrımdan bana ve size gelen.!
Bilin istiyorum.
Eğer işliyorsa içinize, gördüğünüz ve duyduğunuz,
benden emanetinizi almışsınız demektir.!
Artık o emanet sendedir, sendendir.
Sahip çık.
O’nu senden ayrı görme.
Çünkü; ayrılığın esiri olan g/Öz gören kördür ve hiçbir ışık onu aydınlık etmeye yetmez.
Ta ki O (c.c) dileyene dek…!
.
Ezcümle;
Önce bismillah diyorum her sona, yeniden başlamaya vesile olduğu için.
Sonra inşa’Allah diyorum her başlangıca, sonunun ne olduğunu bilmediğim için.
Hayat kısmen bir serüven ve seyretme alemi.
Bu yüzden;
‘Kendinden kendine b/Akmaya ve kendinde kendini g/Örmeye virabismillah…!’ diyor,
herkesi gönlünün en güzel yerinden öpüyorum.
-Nagehan Türk-